The Ninth Configuration

Soğuk, gotik bir kaleye yerleştirilmiş askeri akıl hastanesinde görev yapan Albay Kane, dış dünyadan kopuk bu küçük evrende hasta ve gardiyanlar arasında ince bir denge kurar. Sessiz ve kontrolü elinde tutan varlığı, hastaların saplantılı hayal dünyalarına karşı şefkatle yaklaşmasına olanak tanır; burada gerçeklik ve kurmaca birbirine karışır, kahramanlık ve delilik arasındaki çizgi sürekli sorgulanır.

Kane’in sakin ama sorgulayıcı yöntemi, mahkûmların en düşsel fantasilerini dahi serbestçe ifade etmelerine izin vererek hem iyileştirici hem de yıkıcı sonuçlar doğurur. Film, akıl, inanç ve insan doğasının sınırlarını felsefi bir dille irdeleyerek izleyiciyi hem hüzünlü hem de beklenmedik mizahi anlarla yüz yüze bırakır.