Agatha A. Nitecka

İngiliz yönetmen Joanna Hogg, talihsiz bir ilk aşkı ustalıkla anlattığı 2019 tarihli Souvenir / Hatıra’nın devam filmiyle karşımızda. İlk aşkı takip eden yas sürecini keşfe çıkan Hatıra: 2. Bölüm, ana karakteri, sinema öğrencisi Julie’nin, yaşadığı kaybın ardından yaratım sürecine girişini anlatıyor. Hogg’un 1980’li yıllarda Londra’daki hayatından izler taşıyan hikâyenin canlı tanıklarından biri de iki filmde de anne rolünü üstlenen Tilda Swinton ve gerçek hayatta da kızı olan Honor Swinton Byrne. Yönetmenin kendi gençliğine 30 yıl sonra attığı bakış, geçmişin hayaletleriyle yaşayabilmenin yetişkin hayat için kazanılması gereken bir yeti olduğunu naif bir yerden ele alıyor. Dünya prömiyerini 2021 Cannes Film Festivali’nde Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde yapan Hatıra: 2. Bölüm, kaldığı yerden devam ettiği hikâyeyi yeniden taze kılmayı başarıyor.

Esti, haham olan babasının ölümünün ardından Ortodoks Yahudi olan ailesinin evine geri döner. Ancak kendine kurduğu hayat ile ailesinin ve çevresinin inançları artık farklıdır. Esti tekrar gördüğü çocukluk arkadaşına ilgi duymaya başladığında bu inanç çakışması su yüzüne çıkacaktır.

Evlatlık Heathcliff ile üvey kızkardeşi Cathy arasındaki umutsuz ve yıkıcı ilişkiye odaklanan bu karanlık, neredeyse konuşmasız filmde intikam peşinde koşan sadist antikahraman Heathcliff’i ilk kez zenci bir oyuncu canlandırıyor.

1840'ların İngiltere’sinde, paleontolog Mary Anning, hasta olan annesinin bakımını sağlamak için turistlere fosil satmayı planlamaktadır. Bu sırada Mary, zengin bir ziyaretçisinden beklenmedik bir teklif alır. Roderick Murchison, buradan gideceğini söyler ve Mary’den bir travma atlattığı için melankolik bir ruh hâlinde olan karısı Charlotte'un bakımını üstlenmesini ister. Maddi sıkıntıdayken bu teklifi geri çeviremeyen Mary, başlarda istemediği bu misafiriyle çatışır. Sosyal sınıfları ve kişilik farklılıkları nedeniyle bazı sorunlar yaşayan Mary ve Charlotte, birlikte zaman geçirdikçe aralarında farklı bir bağ oluşmaya başlar.

Kate Mercer ve kocası evliliklerinin 45. yılını kutlayacak olan bir çifttir. Kate bunu partiyle kutlamayı planlamaktadır ve hazırlıklara başlamıştır. Bu esnada kocasına bir mektup gelir. Mektupta ilk aşkının cesedinin İsviçre Alplerindeki buzullar içerisinde bulunduğu yazmaktadır. Bu durum evliliklerinde yeni bir dönemin başlamasına neden olacaktır.