
James Lanphier
Born:31 Ağustos 1920
Place of Birth:Hempstead, Long Island, New York, USA
Died:11 Şubat 1969
Known For:Acting
Biography
Filmografi
Oyunculuk
Tiffany'de Kahvaltı
The Cousin (uncredited)
1961
Audrey Hepburn ve Holly Golightly isimleri, Truman Capote’nin çok satan romanı eğlenceli bir romantik komedi olarak beyaz perdeye aktarıldığından beri eş anlamlı hale geldi. Holly Brazilyalı bir milyonerle evlenmeye kararlı olan fazlasıyla eksantrik bir New York Şehir kızıdır. George Peppard, varlıklı Patricia Neal tarafından finanse edilen yan komşu yazarı canlandırıyor. Holly için doğru erkeğin kim olduğunu tahmin etmek kolay iş.
Pembe Panter
Saloud
1963
Sakar ve kendini beğenmiş dedektifimiz Clouseau (Peter Sellers) The Pink Panther serisinin bu ilk bölümünde The Phantom adındaki bir mücevher hırsızının peşine düşer. Pembe Panter isimli bir mücevherin çalmayı planlayan, kimliğiyle ilgili hiç kimsenin bilgisinin olmadığı bu hırsız aslında Clouseau'nun burnunun dibindedir.
Tatlı Budala
Harry
1968
Hrundi V. Bakshi, Hollywood'da başarılı olamamış sakar bir aktördür. Hint asıllı Bakshi, son oyunculuk denemesinde film setini hava uçurunca kovulur ve işsiz kalır. Bir yanlışlık sonucu, ünlü bir Hollywood yapımcısının evindeki jet sosyete partisine davet edilen Bakshi, unutulmaz bir partiye sebep olacaktır. Peter Sellers'ın canlandırdığı Bakshi karakteri, Blake Edwards'ın yazıp yönettiği filmle unutulmaz hatıralar bırakıyor izleyicide. İkilinin belki de en komik filmi sayılabilecek Parti, 100 dakikalık bir kahkaha tufanı vaadediyor.
Donanmanın Melekleri
Daly (uncredited)
1959
Donanmaya henüz katılmış olan bir ABD denizaltısı 2. Dünya Savaşı'nın hemen başlarında Filipinler'de daha limandayken batırılır. Geminin hevesli ve gayretli komutanı (Cary Grant) üstlerinin itirazına rağmen kendi imkanları ile denizaltıyı onarıp savaşa sokabileceğinde ısrar eder. Denizaltıyı onarılacağı emniyetli bölgeye götürürlerken mahsur kalmış bir grup ordu hemşiresi subayı da denizaltıya almak zorunda kalırlar.İlk bakışta sıradan yüzeysel bir durum komedisi gibi gözükse de filmin çevrildikten yarım asır sonra bile hala popüler olarak kalabilmesindeki sırrı, özellikle filmin ikinci yarısında kadınların denizaltıya gelmeleri ile devreye giren kadın erkek ilişileri üzerine kurnazca kurulmuş incelikli mizah ve hicivdir.(Filmin özgün isminde geçen petticoat kelimesi İngilizce'de 'kadınların iç etekliği, kombinezon' anlamına gelmektedir)
Yapımcılık
Pembe Panter
Dialect Coach
1963
Sakar ve kendini beğenmiş dedektifimiz Clouseau (Peter Sellers) The Pink Panther serisinin bu ilk bölümünde The Phantom adındaki bir mücevher hırsızının peşine düşer. Pembe Panter isimli bir mücevherin çalmayı planlayan, kimliğiyle ilgili hiç kimsenin bilgisinin olmadığı bu hırsız aslında Clouseau'nun burnunun dibindedir.