Sally Eilers

Sally Eilers

Born:11 Aralık 1908

Place of Birth:New York City, New York, USA

Died:5 Ocak 1978

Known For:Acting

Biography

Profesyonel olarak Sally Eilers olarak bilinen Dorothea Sally Eilers, 11 Aralık 1908'de doğan canlı bir Amerikalı aktrisdi. 1927'de sinematik yolculuğuna Roscoe Arbuckle yönetiminde "The Red Mill" filminde önemli bir çıkışla başladı. Başlangıçta küçük roller üstlenen Eilers, kısa süre sonra Mack Sennett'in dikkatini çekti ve eski okul arkadaşı Carole Lombard gibi çeşitli komedi kısa konularda "alevli gençlik" komedyenlerinin bir parçası oldu.

1928'de Eilers, film endüstrisinde umut verici genç aktrisler için ayrılmış prestijli bir onay olan Wampas Bebek Yıldızlarından biri olarak adlandırılarak tanınmaya başladı. 1930'ların başı boyunca izleyicileri coşkulu kişiliği ve yadsınamaz cazibesi ile büyüledi ve kendini Hollywood'da sevilen bir figür olarak kurdu. Filmografisi öncelikle çok yönlülüğünü ve yeteneğini sergileyen komediler ve suç melodramlarından oluşuyordu. Özellikle, Spencer Tracy ve George Raft gibi simgelerin yanı sıra "Hızlı Milyonlar" (1931) gibi filmlerde gümüş ekranda varlığını sağlamlaştırdı.

1930'lar sona erdiğinde, Eilers popülerlikte bir düşüş yaşadı ve film endüstrisinde daha az fırsata yol açtı. Buna rağmen, varlığı ile ekranı süslemeye devam etti ve izleyiciler üzerinde kalıcı bir etki bıraktı. Son filmi rolü, yirmi yılı aşkın bir süredir kapsayan dikkate değer bir kariyerin sonunu işaretleyerek "Tucson'a Sahne" (1950) geldi. Sally Eilers'ın Hollywood'un Altın Çağı'na katkısı, oyunculuk zanaatına olan yeteneğinin ve bağlılığının bir kanıtı olmaya devam ediyor. Mirası, efervesan ruhunun gümüş ekranda parlak bir şekilde parladığı sinemada geçmiş bir dönemin hatırlatıcısı olarak devam ediyor.

Images

Sally Eilers
Sally Eilers

Filmografi

Oyunculuk

Şafak

Şafak

Woman in Dance Hall (uncredited)

1927

Taşrada tatil yapan kentli bir kadın, oralı genç ve evli bir çiftçiyle ilişki yaşar ve adamı karısını öldürüp onunla birlikte büyük şehre taşınmaya ikna eder. Adam, karısıyla beraber şehre giderken binecekleri teknede bir ‘kaza’ planlar, kendini boğulmaktan kurtarmak için de tekneye bir demet saz saklar. Ancak planın sonunu getirmeyi yüreği kaldırmaz ve kürek çekerek karısını kıyıya çıkarır. Büyük bir keder içinde, tramvaya binip şehre giderler. Göz yaşlarıyla dolu barışmaları, düğün yapılan bir kilisede tamamlanır. Birbirlerine yeniden âşık olmuş bir halde, önce bir fotoğrafçıya, sonra da bir berbere uğrarlar. Adam berberdeki manikürcünün ona kur yapmasını görmezden gelir, karısını da çapkın bir hayranın ilgisinden korur. Devasa bir lunaparka gidip eğlendikten sonra, tekneyle eve dönerler. Ancak bir fırtına çıkar ve yelken yırtılır.