Bir grup eski üniversite arkadaşının hafta sonu kaçamağı, ana karakterin selamlaşma ve nostaljinin ötesine geçip hızla gerilimli ve rahatsız edici bir atmosfere dönüşmesiyle başlar. İlk başta sıcak görünen sohbetler ve eski anekdotlar, küçük alaylar, sarkastik şakalar ve üstü kapalı ihaneterle bulanıklaşır; kahraman giderek arkadaşlarının kendisine karşı planlı bir düşmanlık içinde olduğuna inanır ve paranoya ile gerçeklik arasındaki çizgi silikleşir.
Filmin kara mizahı, sosyal utanç, güven bunalımı ve erkeklik normlarının sorgulanması etrafında döner; izleyici hem rahatlatıcı hem de endişe verici anlarla yüzleşir. Bu kısa ama yoğun hikâye, dostlukların kırılganlığını ve geçmişin bugüne etkisini rahatsız edici bir gerilimle işlerken, sürekli artan şüphe duygusunun ne zaman haklı bir tehdit, ne zaman içsel çöküş olduğunu izleyicide bırakılan belirsizlikle vurgular.