
Kodachrome
Anıların narin film şeritlerine hapsolduğu bir dünyada, bu film, Matt Ryder'ın hasta babası Benjamin Ryder ile birlikte çıktığı dönüştürücü bir yolculuğu anlatıyor. Görevleri, dijital fotoğrafçılığın soğuk kollarına teslim olmadan önce, nesli tükenmekte olan Kodachrome filmlerini son kez bastırmak için bir laboratuvara ulaştırmaktır. Ancak bu yolculuk, sadece fiziksel bir maceradan ibaret değildir; babasıyla arasındaki kırgınlıkları, pişmanlıkları ve özlemleri de yeniden keşfetmesine yol açar.
Yol boyunca Matt, Benjamin ve enerjik hemşire Zooey, sadece coğrafi mesafeleri değil, duygusal uçurumları da aşmaya çalışır. Her kilometre, geçmişin tozlu sayfalarını aralarken, aralarındaki bağları yeniden sorgulamalarına neden olur. Kodachrome'un solan renkleri, onların kırık ilişkilerine yeni bir hayat verebilecek mi, yoksa varış noktası, taşımakta zorlanacakları acı gerçekleri mi ortaya çıkaracak? Bu dokunaklı hikaye, sadece anıları korumanın ötesinde, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve vazgeçmenin acı tatlı güzelliğini derinlemesine ele alıyor.