1950’lerin kırsal İngiltere’sinde geçen film, küçük bir çocuğun masumiyetiyle karanlığın iç içe geçtiği bir dünyayı gözler önüne serer. Babasının anlattığı vampir hikâyeleri ve kendi zengin hayal gücü, yolu üzerindeki dul kadını vampir olarak görmesine yol açar; kardeşinin onunla görüşmesini engellemek için yollar arar. Çocuğun iç dünyasıyla çevresindeki soğuk, geniş manzara birbirine karışır; gerçeklikle fantezi arasındaki sınır giderek bulanıklaşır.
Görsel olarak şiirsel ve rahatsız edici bir tona sahip olan film, çocukluk kaybı, suçluluk ve yetişkin dünyanın zalimlikleri gibi temaları gotik bir atmosferde işler. İzleyiciye hem büyüleyici hem de huzursuz edici bir deneyim sunan yapı, olayları kırılgan bir bakış açısıyla yeniden yorumlayarak gerçeğin göreli doğasını sorgulatır.