Geleceğe çok da uzak olmayan bir kentte geçen film, bireylerin en mahrem düşüncelerini ve anılarını paylaşmalarına izin veren yeni bir teknoloji etrafında şekillenen ilişkileri ve güç mücadelelerini izliyor. Ana karakter, sisteme dışarıdan bakan ve bir zamanlar onu tasarlayanların ideallerini sorgulayan bir mühendistir; kişisel özgürlük, şeffaflık ve manipülasyon arasındaki ince çizgi, yaşanan bir dizi beklenmedik olayla bulanıklaşır. Gerilimli temposu ve insan ruhuna dair nüanslı betimlemeleriyle izleyiciyi sürekli taraf seçmeye zorlar.
Open, görsel olarak dikkat çekici sahneler ve iç çatışmayı merkeze alan oyunculuklarla, teknoloji çağında mahremiyetin ne anlama geldiğini yeniden sorgulayan bir yapım sunuyor. Film, aşk, ihanet ve kefaret temalarını kullanarak izleyiciyi sadece elektronik gözetim değil, aynı zamanda kendi iç hesaplaşmalarıyla da yüzleştiriyor; finalinde ise kalıcı bir soru bırakıyor: açık olmak gerçekten özgürleştirir mi, yoksa teslimiyetin yeni bir adı mıdır?