Dracula olaylarının ardından Abraham Van Helsing, geçmişin gölgelerinden kaçmak umuduyla iki oğlu Max ve Rudy'yi ABD'ye taşır. Parlak şehir ışıkları ve yeni bir başlangıç vaat eden Amerikan sokakları, ailenin yara alan hayatına görünürde sığınak sağlarken, kadim düşmanlar ve unutulmuş ritüeller peşlerini bırakmaz; geçmişin karanlığı beklenmedik şekilde yeniden ortaya çıkar.
Film, babalık, miras ve travmanın yükünü karanlık bir gerilim atmosferinde işler; Van Helsing kardeşlerin hem içsel hem de doğaüstü sınavlarla yüzleşmesini izleriz. Gotik estetikle modern Amerikan ortamını harmanlayan yapım, tüyler ürpertici anlar ve duygusal yoğunluk arasında ilerleyerek kaçışın gerçekten mümkün olup olmadığını sorgulayan bir korku masalı sunar.