Uzun zamandır bekledikleri ritüel intiharı kaçıran ukala bir kaybeden, sözde eski mesihine geri döner ve kıyamet komünlerini yeniden kurmak için yollara düşer. Sürekli kapışan bu ikili, Amerika'nın iç bölgelerinde yaptıkları absürt ve karanlık yolculuk sırasında çevrelerine benzer kayıpları toplamaya başlar. Komik ve rahatsız edici anların iç içe geçtiği bu arayış, hem inanç hem de kimlik üzerine keskin sorular sorar.
Yola koyuldukları sırada askerliğe özenen bir maceraperest, psikolojik sorunları olan bir anne ve esrarengiz bir yabancı otostopçu grubun içine katılır; tuhaf bir aile gibi kenetlenirler. Bu küçük topluluk, "transandantal bir kaderi" gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğiyle ya da belki de hayatın kendisinin değerini yeniden keşfederek birbirlerine tutunup tutunmayacağıyla yüzleşir. Siyah mizah ve insanî sıcaklığı bir araya getiren film, sapkınlık, aidiyet ve ikinci şans temalarını keskin ama içten bir dille işler.