Amerika’dan zorunlu olarak dönen Algrafi Zayyan Danadyaksa’nın yaşadığı kültür şoku, aile bağları ve kişisel özgürlük arasındaki kırılgan dengeleri gözler önüne seriyor. Eyang Daksa’nın örgütlediği Naya ile olan görücü usulü evlilik, iki gencin farklı hayat beklentilerini çarpıştırırken, içten içe büyüyen bir isyanın kıvılcımlarını da yakıyor. Film, Algra ile Naya’nın hem birbirleriyle hem de kökleşmiş geleneklerle hesaplaşmalarını, yavaş yavaş kurdukları dayanışma ve empati üzerinden işlerken izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Algrafi, sıradan bir kaçış hikâyesinden çok daha fazlasını vaat ediyor; modernlikle gelenek arasındaki çatlağı, aile baskısının bireysel kimlik üzerindeki etkisini ve gerçek özgürlüğün ne anlama geldiğini sorguluyor. Yönetmenin dili, sıcak mizah ve naifliğin arasına yerleştirilen sert gerçeklerle dengelenirken, karakterlerin seçimleri izleyicide kalıcı sorular bırakıyor: Kaçış mümkün mü yoksa gerçek özgürlük başka bir yerde mi saklı?